******çü Düşünce Topluluğu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

"Hrant Dink ve Uğur Mumcu, Ne Alaka? "

2 posters

Aşağa gitmek

"Hrant Dink ve Uğur Mumcu, Ne Alaka? " Empty "Hrant Dink ve Uğur Mumcu, Ne Alaka? "

Mesaj  Sertay YAYLA Perş. Ocak 24 2008, 19:54

Hırant Dink ve Uğur Mumcu, Ne Alaka?
24 Ocak 2008

Değerli ******çüler, Yurtseverler; öncelikle şunu vurgulamalıyım ki silahlı veya silahsız ; teröre çağrı yapılmadan yazılı veya sözlü her türlü düşüncenin açıklanması nedeniyle, hangi erk tarafından olursa olsun insanların öldürülmesi alçakça bir tertiptir, kınanması sorumlularının gereken cezaya çarptırılması zorunludur. Bu düşünceyle Hırant Dink’in yargılanmasına neden olan yazılarını ve suikast sonucu yükselen; ceza yasasının 301. maddesinin kaldırılması istemlerini uluslar arası hukuk ölçütleri çerçevesinde değerlendirmek gerekir..

Hırant Dink’in davalık olan; Agos Gazetesinde yer alan son üç yazısından bazı örnekler:

Ermeni’nin, Türk’ü, 23 Ocak 2004

Yazının içeriğinde Yahudi ve Ermeni soykırımı iddiaları karşılaştırılmakta, Almanların Yahudi soykırımı yaptıklarını kabul ettiğini daha acı bir kırım yapan Türklerin ise Ermeni soykırımını kabul etmediklerini yazmaktadır.

Dink; ”Dünyanın gerçekleri hâlâ kabul etmemiş olması bir yana, Ermeni kimliğini asıl tahrip eden, Türkler’in bu konuda kıllarını bile kıpırdatacak bir yaklaşım içinde olmamalarıdır.”
Devamla; “Dolayısıyla asırlar süren bu İslamla biraradalığın Ermeni kimliğinin şekillenmesinde de yadsınamaz bir rolü elbette olacaktır, ancak Ermeni kimliğinin bugünkü yapısını şekillendiren ve Ermeni kimliğinde bir tür kanserojen tümör işlevi gören asıl etken “Türk” olgusudur” demektedir.

Türk’ten Kurtulmak, 30 Ocak 2004

Dink, Ermenilerin içine düşürüldüğü psikolojik bunalımdan kurtuluş önerileri sunduğu bu başlık altında önerilerinden birisi; “Ermeni kimliğinin “Türk”ten azad olmasının görünür iki yolu var. Bunlardan biri, Türkiye’nin (devlet ve toplum olarak) Ermeni ulusuna karşı empatik bir tutum içine girmesi ve nihayetinde Ermeni ulusunun acısını paylaştığını belli edecek bir anlayış sergilemesidir” şeklindedir. Bunun gerçekleşmeyeceğini; “Gayrı herkesi kendi vicdansızlığıyla başbaşa bırakma zamanı gelip de geçmiştir” sözleriyle açıklamakta ve ikinci öneriyi gündeme getirmektedir.

Ermenistan’la Tanışmak, 13 Şubat 2004

Bu yazısında Ata’nın Gençliğe Hitabesi’nde yer alan “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” deyişine gönderme yaparak “Türk”ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur” sözlerine vurgu yapmaktadır. Son öneri olarak Diaspora (Ermenistan dışındaki) gençliğinin her yarı yıl ve yaz tatilinde kaynak ayrılarak Ermenistan sokaklarıyla tanıştırılması önerilmekte ve bu çalışmanın sonuçlarını şu sözlerle hayal etmektedir: “Artık o dakikadan itibaren gencin bu kimliğini dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun unutması bir daha olanaksızdır. Gayrı o kimlik ona damardan şırıngalanmıştır...”

Hırant Dink’in acılı ailesi ve okurlarına baş sağlığı diliyorum.

Hırant Dink üzerinden hareketle dış çevrelerde ve ülkemizde geniş bir kesim soykırımı kabul edelim, TCY’nın 301. Maddesi kaldırılsın kampanyaları başlatıldı. Dahası dünyada Ermeni Diasporasını, soykırım kararları alan AB parlamentolarını, ABD eyaletlerini ve bu yönde karar alarak bu kararı BM’e taşımak için fırsat kollayan Amerikan Kongresini yüreklendirecek ölçülerde Ermeni Muhipler Cemiyeti rolüne soyunan bir hareketle karşı karşıyayız. Örgüt yöneticilerimizin büyük bir bölümü gelecekte varılmak istenen hedeflerin bilincinde değildir. Onlar; emperyalizmin işbirlikçisi durumuna devşirilmiş PKK teröründe olduğu gibi yine demokrasi oyunu üzerinden hareketle karşılıklı masaya oturularak bu duruma barışçıl bir çözüm bulunacağı hülyasındadırlar. Türkiye, tıpkı Mondros ve Sevr anlaşmalarında olduğu gibi bütün sorunları karşısında emperyalist emeleri gönüllü kabule; barış içinde bölünmeye ve parçalanmaya taşınmak istenmektedir. Bu oyunu görmek gerekir. Görüp ulusumuzu, birliğimizi sahiplenmek gerekir. Emperyalizmin yeniden sahneye koyduğu ulusal çağdaş demokratik Cumhuriyetimizi korumak gerekir. Feodal dinsel, mezhepsel, etnik ayrışmayı; Afganlaşma, Iraklaşma, Pakistanlaşma, Kafkasyalaşma, Balkanlaşma kayganlaşma stratejilerini boşa çıkarmak; eşitlik, kardeşlik, birlik, dayanışma içinde barışçıl, aydınlık bir Türkiye idealine destek olmak gerekir. 301.Maddenin içeriği nedir?

(1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

Madde incelendiğinde eleştirmenin serbest ama aşağılamanın yasaklandığı anlaşılmaktadır. Bu madde kaldırılarak ne yapılmak istenmektedir? Aşağılamak, hakaret etmek istenmektedir.

Bize 301. maddenin kaldırılmasını dayatan AB ülkelerindeki duruma göz atmak yerinde olacaktır.

Alman Ceza Kanunu’nun 90./9.a/90.b maddeleri hakaret suçlarını düzenlemektedir. 90-a maddesi; “Her kim bir toplantıda veya yazılı neşriyatın dağıtılması suretiyle alenen Almanya Federal Cumhuriyeti’ne veya federe devletlerine veya anayasal düzenine hakaret eder veya kötü niyetle aşağılarsa veya Almanya Federal Cumhuriyeti’nin veya federe devletlerden birinin renklerini, bayrağını, armasını veya Ulusal Marşını tahkir ederse üç yıla kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılır.”

Bu yasalara dayanarak işlenen suçlara” ilişkin olarak, 2004 yılında 72, 2005 yılında 84 kişi için mahkumiyet kararı verilmiştir.

Avusturya İstatistik Kurumu’nun 2006 yılına ilişkin raporunda; 248. maddenin yer aldığı, “vatana ihanet ve devlet aleyhine işlenen suçlara” ilişkin olarak, 2003 yılında1 kişi için mahkumiyet kararı verilmiştir.

Danimarka Ceza Kanunu’nun 110. maddesi, “Her kim bir milleti, devleti veya bayrak ya da alametlerini veya Birleşmiş Milletleri ya da Avrupa Parlamentosu’nu alenen aşağılarsa dört aya, eğer ağırlaştırıcı nedenler varsa iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Danimarka’da bu suçlardan dolayı 2005’te 57, 2006’da 73 kişi için mahkumiyet kararı verilmiştir.

Fransa Basın Yasası’nın 30. madde, “Hiç kimse Fransız ulusunu, Fransız devlet kurumlarını aşağılayıcı yayın yapamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Hollanda Ceza Kanunu’nun 137 ve 138. maddelerde, “nefrete teşvik etmek” suçları düzenlenmiştir. Hollanda’da bu suçlardan dolayı açılan davalarda 2004’te 134, 2005’te 146, 2006’da 139 kişi için mahkumiyet kararı verilmiştir.

İspanya Ceza Kanunu’nun 543. maddesi, “İspanya’nın, özerk bölgelerini veya simge ve amblemlerini sözle, yazıyla veya eylemle alenen aşağılayanlar veya küçük düşürenler, yedi aydan on iki aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiştir.

İsveç’te devlet aleyhinde, devletin temel değerlerine karşı yazı yazmak suç unsuru oluşturmaktadır. Bu suçlar için bir yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

İtalyan Ceza Kanunu’nun 290. maddesi: “Cumhuriyete, anayasal kurumlara ve askerî kuvvetlere karşı hakaret, hor görme, sövme” başlığını taşımaktadır. Altı aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
291. madde, “İtalyan milletine hakaret, aşağılayıcı söz, sövme” kenar başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, İtalyan milletine hakaret, bir yıldan üç yıla kadar ağır hapisle cezalandırılmaktadır.

Polonya Ceza Kanunu’nun 133. madde şöyledir: “Her kim Polonya Halkını ve Polonya Cumhuriyeti’ni alenen aşağılarsa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Polonya’da bu maddeye göre, 2004’de 54, 2005’de 55 kişi için mahkumiyet kararı verilmiştir. Polonya da AB üyesidir.

Portekiz Ceza Kanunu’nun 332. madde, “Her kim sözle, hareketle, yazıyla veya bir iletişim aracıyla Cumhuriyeti, ulusal bayrağı veya ulusal marşı, Portekiz hükümranlığının herhangi bir sembolünü veya amblemini aşağılarsa iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

301. madde ile ilgili tartışmaların, özellikle Hrant Dink cinayetinden sonra gündeme getirilmesi de ilginçtir.

Emperyalizmin saldırıları karşısında, ne yazık ki ülkemizde ulusal olan ne varsa tehlikededir. Bu gün ulusal onur da tehlikedir. Türklüğe sövmek istiyorlar. Çünkü, Türklük destansı kurtuluş savaşının, Anadolu dayanışmasının ortak adıdır. Kürdü, Çerkezi, Arnavutu, Gürcüsü, Zazası, Yörüğü, Arabı, Türkmeni, en son ülkemize yerleşen 10 bin Afganı dahil Türk kimliğinin oluşturucu kümeleridir. Türklük bir alt kimlik, alt ırk adı değildir. Onu ayrıştırmak isteyenler; mezhep, tarikat, kabilelere dayalı ilkel – feodal bölge ve şehir devletleri kurarak, bölgesel oluşumlara silah satarak Anadolu’yu çatıştırmak ve sonra da korunmasına alarak kaynaklarını sömürmek istiyorlar. Afganistan, Pakistan, Irak örneğinde olduğu gibi..

Biz ne Hıristiyan’ız, Ne Ermeni’yiz. Ne de Hırant Dink’iz. Biz Kemalist Devrimciyiz..

Bu düşüncelerle Kemalist, Yurtsever, Cumhuriyet ilkeleri için savaşım sonucu yaşamını yitiren Uğur Mumcu’yu katledilişinin 15. yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Erol SARIAL
Sertay YAYLA
Sertay YAYLA
Cik
Cik

Mesaj Sayısı : 93
Kayıt tarihi : 15/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

"Hrant Dink ve Uğur Mumcu, Ne Alaka? " Empty Geri: "Hrant Dink ve Uğur Mumcu, Ne Alaka? "

Mesaj  Erdinç YAKASIZ Salı Ocak 29 2008, 13:27

aslında bir çok örnekte de gördüğümğüz gibi bazı gerçeklerin üzeri kapatılıyor
Erdinç YAKASIZ
Erdinç YAKASIZ
ADT Yönetim Kurulu
ADT Yönetim Kurulu

Mesaj Sayısı : 77
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 17/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz