******çü Düşünce Topluluğu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

"Üniversitelerde Türban Serbest Olamaz "

Aşağa gitmek

"Üniversitelerde Türban Serbest Olamaz " Empty "Üniversitelerde Türban Serbest Olamaz "

Mesaj  Sertay YAYLA Salı Ocak 22 2008, 00:13

Üniversitelerde Türban Serbest Olamaz

Türban yasağı, yargı kararlarında belirtildiği gibi Cumhuriyetin temel niteliklerinden birisi olan laiklik ilkesinin gereğidir. Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen yorumları yine anayasaya göre bağlayıcı niteliktedir. Bu kararları üniversite dışında alınan ve sadece yargıyı ilgilendiren kararlar olarak yorumlamak hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz.
Cihangir DUMANLI Eski Yükseköğretim Denetleme Kurulu Üyesi

Türbanı kadın özgürlüğü olarak sunan ve bunu siyasi rant aracı olarak kullanan düşüncenin Çankaya'ya çıkmasının ardından, yeni YÖK Başkanı'nın üniversitelerde tüm yasakların kaldırılacağını açıklaması türban konusunu yeniden gündemin ön sıralarına taşıdı. Siyasal simge olarak kullanılan türbanın üniversitelerde kullanılması anayasa ve yasalarımıza aykırıdır. Anayasanın temel ilkeleri değişmedikçe bu aykırılık devam edecektir.

Üniversitedeki öğretim elemanları, memurlar ve öğrencilerin kılık kıyafetleri ilk kez YÖK Başkanlığı'nın 20.12.1982 tarihli genelgesi ile düzenlenmiştir. Söz konusu genelge öğrencilerle ilgili olarak 22.7.1981 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesine gönderme yapmış ve kız öğrenciler için "Kurum içinde baş örtülmeyecek" düzenlemesini getirmiştir. Adı geçen genelgenin iptali için açılan davayı Danıştay 8. Dairesi 13.12.1984 tarihli kararıyla (1984/1574) reddetmiştir. Daire bu kararında "Başörtüsü masum bir alışkanlık olmaktan çıkarak kadın özgürlüğüne ve Cumhuriyetimizin temel ilkelerine karşı bir dünya görüşünün simgesi haline gelmektedir. (...) Aydın, uygar ve cumhuriyetçi gençler yetiştirmekle görevli eğitim kurumlarının bazı kuralları öğrencilere uygulaması doğaldır. Bu kurallar herkesçe bilinen ve benimsenen Cumhuriyetin kurallarıdır. Bu kuralları öğretmek ve benimsetmekle görevli eğitim kurumlarının bunlardan ödün vermesi düşünülemez" denilmektedir.

İlk düzenleme 1988'de yapıldı
Üniversitelerde öğrencilerin kıyafetleri ile ilgili ilk yasal düzenleme 10.12.1988 tarih ve 3511 sayılı yasa ile yapılmıştır. Bu yasa ile 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası'na ek 16. madde eklenerek "Yükseköğretim kurumlarında, dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarda çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir" düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu yasa, Anayasa Mahkemesi'nin 7.3.1989 tarihli kararıyla (1989/12) anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararında "Devlet kuruluşlarında dini inanç ve düşünce sebebiyle belli kişilere örtü veya türban örtme hakkının tanınması, Anayasanın 24. maddesinde belirlenen din ve vicdan hürriyeti sınırlarını aşan ve laiklik ilkesiyle tamamen çatışan bir durum arz etmektedir. (...) Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece belli bir inançta bulunan kesimin yıllardır oluşturmak istediği ****** ilke ve inkılaplarına aykırı yaşam biçimi, benimsedikleri kılık ve kıyafetle simgelenmekte ve böylece toplumda ayrı bir yeri ve kamplaşmayı ortaya koymaktadır" denilmektedir.

Yürürlükteki yasa
Üniversitelerde kılık kıyafetle ilgili ikinci yasal düzenleme 25.10.1990 tarih ve 3670 sayılı yasa ile yapılmıştır. Bu yasa ile 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası'na ek 17'nci madde eklenerek "Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir" hükmü getirilmiştir. Bu yasa halen yürürlüktedir. Yasanın anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile iptal davası açılmış ve Anayasa Mahkemesi bu davayı reddetmiştir. Burada ret gerekçesi önem kazanmaktadır. Yüksek mahkeme 9.4.199 sayılı kararında (1991/Cool aynı konudaki önceki kararına gönderme yaparak "yürürlükteki yasa" deyiminin anayasayı da kapsadığını belirtmiş, "Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak koşulu, anayasaya aykırılığı saptanmış olan, dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü ve türbanla kapatılması durumunu kılık kıyafet serbestisi dışında tutmaktadır. Madde, öngördüğü serbestiyi kendi içinde sınırlandırmıştır" demiştir. Başka bir deyişle "yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak" demek zaten türban yasağını içermektedir. Mahkeme söz konusu yasayı bu gerekçe ile iptal etmemiştir.

Yasaları bağımsız yargıçlar yorumlar
Anayasamızın 153'üncü maddesinin son fıkrasında "Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını gerçek ve tüzelkişileri bağlar" denilmektedir. Bu nedenle yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararları hukuken bağlayıcıdır. Bir hukuk devletinde yasaları bağımsız yargıçlar yorumlar. Bir suçtan dolayı ceza alan bir kişi, "Ben yasayı böyle yorumlamıyorum, bu karara uymuyorum" diyemez. Siyasi ve ideolojik nedenlerle hukuka uymamak, hukuk kurallarını beğenmemek hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Üniversitelerde türban yasağına uymayan öğrencilere verilen disiplin cezaları aleyhine idari mahkemelerde açılan pek çok dava yukarıdaki gerekçelerle reddedilmiştir. İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine konu Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na (AİHK) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşınmıştır. AİHK, 3.5.1993 tarihinde verdiği kararla, "Yükseköğrenimi laik bir üniversitede yapmayı seçen bir öğrencinin bu üniversitenin düzenlemelerini kabul etmiş sayılacağını, laik üniversitelerin, öğrencilerin kılık kıyafetlerine ilişkin kurallar koyabileceğini, bunun din ve vicdan özgürlüğüne müdahale sayılamayacağını" belirtmiştir. AİHK'nin bu kararından sonra, 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti aleyhine 100.000 Avro tazminat talebi ile dava açan Hayrünnisa Gül davasını geri çekmiştir.

AİHM ise Leyla Şahin davasında 29.4.2004 tarihli kararında "İstanbul Üniversitesi'nce İslami başörtüsü giyilmesine kısıtlama konulmasının ve bunu uygulamak için tedbir alınmasının demokratik bir toplumda gerekli olduğunu" belirtmiştir. AİHM'nin temyiz mahkemesi niteliğindeki Büyük Kurulu, 10.11.2005'te Leyla Şahin'in itirazını karara bağlamış (44774/98), "Türban yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal etmediğini" teyit etmiştir.

Hukuk yolları tükendi
Görüldüğü gibi üniversitelerimizde türban yasağının kaldırılması ile ilgili olarak iç ve dış hukuk yolları tükenmiştir. Bu yasağa uymayanlar hakkında ceza kanunlarımızda tanımlanan bir yaptırım bulunmamaktadır. Konu disiplin hukuku çerçevesinde yaptırıma bağlanmıştır.

YÖK Başkanlığı'nca 2000 yılında üniversitelere ve üniversiteyi kazanan öğrencilere gönderilen yazıda, "Türbanlı olarak üniversiteye gelmek, üniversitenin huzur ve sükûnetini bozan siyasi ve ideolojik bir eylem" olarak kabul edilmiş ve Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ne göre (Md 10/b) yükseköğretim kurumundan çıkarılmayı gerektiren bir disiplin suçu olarak değerlendirilmiştir. Türban yasağı, yargı kararlarında belirtildiği gibi Cumhuriyetin temel niteliklerinden birisi olan laiklik ilkesinin gereğidir. Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen yorumları yine anayasaya göre bağlayıcı niteliktedir. Bu kararları üniversite dışında alınan ve sadece yargıyı ilgilendiren kararlar olarak yorumlamak hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Hukuka uymak ve uymayanları uydurmak yöneticilerin asli görevleridir. "Hukukun üstünlüğüne bağlı kalacaklarına" namus ve şerefleri üzerine ant içmiş olan siyasetçiler bu kurallara uymak zorundadırlar. Yasağa uymak siyasi bir tercih sorunu değil, hukuki bir zorunluluktur.

Laiklik ilkesi anayasadan kaldırılmadıkça üniversitelerde türban yasağı devam etmektedir. Anayasanın temel niteliklerini değiştirmeye parlamento çoğunluğunun yetkisi yoktur ve gücü yetmez. Türbanın Çankaya'ya çıkması, üniversitelerdeki türban yasağı ile ilgili yukarıda belirtilen hukuki düzenlemeleri geçersiz kılmaz.
Sertay YAYLA
Sertay YAYLA
Cik
Cik

Mesaj Sayısı : 93
Kayıt tarihi : 15/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz