******çü Düşünce Topluluğu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

"Köşe YAZISI"

Aşağa gitmek

"Köşe YAZISI" Empty "Köşe YAZISI"

Mesaj  Sertay YAYLA Paz Ocak 20 2008, 18:26

Cumhuriyet 16.01.2008

Şiddet üreten tarikat evleri
Türkiye'yi sarsan Dink ve Rahip Santoro cinayetleri, Danıştay baskını, Malatya katliamı ile Hizbullah sanıklarından bazıları verdikleri ifadelerde Nurcularla bağlantılarını itiraf etti
MEHMET FARAÇ

Zirve Yayınevi katliamı sanıklarından Kürşat Kocadağ' ın "Nur evinde ders aldık" şeklindeki itirafları son üç yılda Türkiye'yi sarsan siyasi cinayetlerin ardındaki referansları da deşifre ediyor. Trabzon'da rahip Santoro 'yu vuran O.A, Danıştay baskınını gerçekleştiren Alparslan Arslan ile Hrant Dink suikastı zanlılarından Erhan Tuncel' in tarikat-siyaset ilişkileri bu konudaki sorgulamalara derin bir boyut kazandırıyor. Şüphesiz Said Nursi' nin kitaplarıyla yetişen Hizbullahçıların katliamlarını da bu kapsamda anımsamak gerekiyor.

Bir dönem " Ben Hizbullahım diyen" RP milletvekili Şevki Yılmaz' ı çatısı altında tutan TBMM'de, AKP'li vekiller artık "medrese " eğitimini "özel yaşam biçimi" diye savunuyor! Onlara radikal dinci militanların kaçak Kuran kurslarıyla kırsaldaki medreselerde yetiştiğini ve sonra neler yaptıklarını göstermek için tarikat-şiddet ilişkisinin birkaç örneğini sıralamak gerekiyor:

Diyarbakır DGM'de açılan bir Hizbullah davasının iddianamesinde, sanıklardan Mehmet

Tebliğ, cemaat, cihat!

Demirel' in "Şeyh Vecdi'nin tavsiyesiyle Hizbullah'a katıldığı", İsmail Yarba' nın " Adıyaman Menzil dergâhına", Yusuf Zengin' in ise "Müslüman Kardeşler örgütüne üye olduğu" belirtilmişti. " Melle Ahmet" kod adlı Hizbullahçı Tahsin Kara ise Molla Abdullah Musilioğulları' nın talimatıyla adam öldürme ve yaralama olaylarını gerçekleştirdiğini itiraf etmişti.

Radikal dinci ya da Türk- İslam sentezci tetikçilerin Nur tarikatıyla ilişkileri bununla da kalmıyor. 17 Ocak 2000'de Beykoz'da öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu, onun ardından görevi üstlenen İsa Altsoy ile diğer örgüt yöneticilerinin Said Nursi'yi referans aldıklarını ve sürekli onun idealleri ve mücadelesine vurgu yaptıklarını da unutmamak gerekiyor. 2003 Kasım ayında HSBC Genel Müdürlüğü'ne intihar saldırısı düzenleyen El Kaide üyesi İlyas Kuncak' ın büyük kızı Hubeyda Kuncak , 5 Aralık 2003 tarihli Milliyet gazetesine şunları söylemişti: "Babam 30 yaşındayken bir arkadaşının vasıtasıyla Fethullah Hoca'nın Nur cemaatine girerek İslama yönelmiş..."

Trabzon'da rahip Andrea Santoro' yu vuran O.A'nın avukatlarından Mahya Usta' nın şu açıklamaları da cinayetin ardındaki referansı dışa vurmuştu:

"O.A. cinayeti bana anlattı. İsmini vermediği aşırı dinci bir örgüt var. Bu örgütün Trabzon şubesi var. Bunların bir araya toplandıkları bir ev varmış. Bu çocuk da bu eve gidip geliyormuş. Bu grup, Danimarka'da patlak veren karikatür krizinden sonra rahip Andrea Santoro'yu hedef göstermiş!"

Önce Cumhuriyet gazetesine bomba atan sonra da Danıştay'ı basarak hâkim Mustafa Yücel Özbilgin' i katleden avukat Alparslan Arslan'ın da tarikat evlerinde yetiştiği ortaya çıkmıştı. Arslan'ın olayın ardından bir süre tutuklu kalan hocası Salih Kunter' in Karagümrük'teki Nur evlerinde vaaz verdiği anlaşılmıştı. Gazeteler, "Şeyhin, Arslan'a artık harekete geçme zamanı" dediğini yazmıştı.

Referans ve şiddet!
Hürriyet gazetesinde 27 Mart 2007'de yayımlanan bir haberse Dink cinayetinin ardındaki mekanizmayı deşifre etmişti. Haberde "Cinayetin kilit ismi Erhan Tuncel'in, ortaokul ve lise yıllarında Elazığ'da Fethullah Gülen cemaatine bağlı Işık evlerinde kaldığı tespit edildi" diye yazılmıştı. Tüm bunları, Zirve Yayınevi katliamının sanıklarından Kürşat Kocadağ'ın "Nur evinde ders aldık " şeklindeki sözleri anımsattı. Sanıklardan Emre Günaydın ile dershanede tanıştıklarını anlatan Kocadağ'ın şu ifadesi ise "abi- abla " adlandırmaları "ışık" ve "nur " kavramları, "ılımlı İslam" ve " hoşgörü" adı altında geliştirilen tebliğ, cemaa, cihat zincirinin sonuçlarını anlatmaya yetti: "Üniversiteden ağabeyler gelip bir Nur evinde bize ders veriyorlardı. Fahrettin Ölmez diye bir hocamız vardı. Burada 25 öğrenci vardı, Saidi Nursi'nin kitaplarını okuyorduk!"

Malatya katliamının ardından zanlılarla ilişkileri gündeme gelen ve ifadesine başvurulmak istenen Bülent Varol' un ise Hizbullah örgütü üyesi olmaktan Adıyaman Cezaevi'nde tutuklu olduğu ortaya çıkmıştı. AKP'liler " özel yaşam biçimi" diye tanımlasa da geçmişte Hizbullah'ı yaratan medreseler günümüzde tarikatçılığın radikalleştiği merkezlere dönüşüyor! Son üç yılın siyasi cinayetlerindeki dini referanslar bu oluşumun ulaştığı boyutları dışa vurmaya yetiyor!
Sertay YAYLA
Sertay YAYLA
Cik
Cik

Mesaj Sayısı : 93
Kayıt tarihi : 15/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz