"ATATÜRK VE DİN"

[Sertay YAYLA]

Dİ K K A T L E R E

TÜRKİYE CUMHURİYETİ , ÖNDER KURTARICI VE KURUCUSU OLAN , ULUÖNDER
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK tarafından 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilmiş ve yaşadığı
sürece 15 sene gibi kısa sürede, DEVRİMLER yapılarak, ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN
yerleşmesine çalışılmıştır. Yani TÜRK MİLLETİ , ÜMMET olmaktan - MİLLET olma yolunu seçmiştir.
Yaşadığımız günlerde Evvela , Yahudi - ABD - AB lobilerince eğitilen ve Ülkede yaratılan Ekonomik
kaos ve 12 Eylül'ün yanlış uygulamalarından istifade edilerek, zembille inen bir yönetici kadro oturmuştur.
Şimdi bu Kadronun başının ettiği yemin, www.oytrabzon - Politika - Tarhan TAYKUT' un yazdığı ve
Hatay DEVRİM' in yaptığı güzel bir çalışma EK' te sunulmuştur. ( Tekrar olabilir )
AYRICA TAYYİPTEN BAZI İNCİLERDE TEKRAR HATIRLATILMAKTADIR.

Bu yeminde, Tayyip Efendi ne Diyor ;
"Ben Muhammed Müslüman Ümmetindenim. TÜRKİYE, Dinsiz, Laik bir memleket haline gelmiştir.
-HAYATIMI MUSTAFA KEMAL DİNSİZLİĞİ İLE SAVAŞA ATAYACAĞIMA - TÜRKİYE' yi bir Din ve Şeriat
Devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan Dinsiz Kanunların
tatbikini önleyeceğime, Kısa zamanda ÜMMET esasına dayanan, ŞERİAT Devletinin kurulması için
çalışacağıma, Dinim, Allahım ve bütün Mukaddesatım üzerine YEMİN ve KASEM ederim."

BU GÜN BAKMAYIN, HEP BİRLİK BERABERLİK TERANİLERİ SÜRMEKTEDİR. KAZANIMLARI KAYBETMEDEN
ÇANKAYA' DAKİ İLE BİRLİKTE TÜM KADROLAŞMA VE , DEVRİMLERİ - KEMALİZMİ YOK ETME UĞRAŞISINDADIRLAR.

Şimdi, G.M.K. ATATÜRK' ün Dinle İlgili Görüşlerini , GenelKurmay Harp Tarihi Yayınından ve
"SÖYLEV"-NUTUK' tan okuyalım.
LAİKLİK Nasıl Tanımlanmış : "LAİKLİK, yalnız Din ve Dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların Vicdan - İbadet ve Din Hürriyetini tekeffül etmektir." ( Kendi el yazısı Fotokopisinden )
Bu tanımlamadan İkinci Anlam ve Amacı ise;" Bütün Yurttaşların, vicdanlarının emrettiği şekilde
dine karşı durumlarını kararlaştırmakta serbest olmalarını, din seçmekte ve İbadet konusunda da aynı
kişisel iradelerine bağlı kalmalarını ;
Kişilerin veya Toplulukların birbilerine müdahele etmemelerini, Karşılıklı Kınamalarda bulunmamalarını ;
Fakat aynı zamanda , Devletin bu Hak ve Özgürlükleri koruyacak, yürütecek güvenceyi getirmesini ve
uygulamasını" belirtmektedir.
Bu günkü anayasamızın, ( 1980 ) Vicdan Hürriyeti ve Din bakımından getirdiği İlke ve Yargılarda aşağı
yukarı aynı kapsam ve nitelik bulunmaktadır. Böylece, ATATÜRK' ün büyük bir Devlet Adamı olduğu kadar,
üstün değerde bir Düşünür ve Sosyolog olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır. ( Sayfa - 580 / ATATÜRK )
ATATÜRK' çü bir anlayışla "GERİCİLİK" şöyle tarif edilebilir."ATATÜRK Devrim ve Düzeninin getirip esas saydığı
ve uyguladığı LAİK ZİHNİYETİ ve Devlet yapısı dahil , TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN Kurumlarını değiştirerek ŞER' İ
esaslara dayatmak isteyen, Vatandaşların Vicdan ve İbadet hürriyetlerini baskı altına alarak, onları dinsel kural
ve Yargılara bağlamaya yeltenen,Düşünce ve Eylem olarak bu amaçları güden hareketlere "GERİCİLİK" denir. ( Sayfa , 581 - ATATÜRK ) EEEEEEE BUGÜN AYNEN BUNLAR YAPILMIYOR MU ??????

HİLAFETİN Kaldırılması sırasında , İslam için şu sözleri söylemiştir. ( ATATÜRK - SÖYLEV - Sayfa - 620 )
"Müslümanlığı, yüzyıllardan beri yapılageldiği üzere, bir politika aracı olarak kullanılmaktan Kurtarmanın
ve Yüceltmenin çok gerekli olduğu gerçeğini de saptamış bulunuyoruz." Demekki onun iki amacı vardı.
Birisi DİN, Dünya ve Devlet İşlerini birbirinden ayırmak, İkincisi de Dinimizi bir sömürü aleti olarak
kullanılmaktan çıkararak Yüce Katına ulaştırmak." ( KISACA DİN BEZİRGANLARINDAN KURTULMAK, ŞU
ANDA MAALESEF BU BEZİRGANLARIN YÖNETİMİNDEYİZ. )

SON OLARAK ilginç konuşmalarından biride ; "Bizi yanlış yola götürenler, biliniz ki, çok kere
Din Perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep ŞERİAT sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi
Okuyunuz, Dinleyiniz, görürsünüz ki, Milleti mahveden, Tutsak eden, Yıkan kötülükler hep DİN Kılığındaki
Küfür ve Büyük Kötülükten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi Din'le karıştırırlar. Halbuki, Hamdolsun hepimiz Müslümanız, hepimiz Dindarız. Artık bizim, dinin gereklerini öğrenmek için Şundan - Bundan Ders ve Akıl Hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın , Babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile,
bizim dinimizin esaslarını anlatmaya yeter." ( Söylev ve Demeçleri - CİLT - II - Sayfa 127 )

Bu aralar , İNTERNET SİTELERİ DİNİ KONULARDAN GEÇİLMİYOR. Halbuki peş peşe gelen
bir sürü olumsuzluklar var. ATAMIZIN , DİN KONUSUNDA BAZI GÖRÜŞLERİNİ , MEVCUT BELGELERDEN
SİZLERE AKTARMAK İSTEDİM.

H. VURAL VURAL
( E ) Dz. Kur. Kd. Alb.

Bir Devletin istinat ettiği esaslar "İSTİKLALİ TAM" ve "BİLA KAYT ve ŞART HAKİMİYETİ MİLLİYE"den ibarettir.
İstiklali tam denildiği zaman, bittabi "SİYASİ-MALİ-İKTİSADİ-ADLİ-ASKERİ-HARSİ ve İLAAHİRİ" her hususta İSTİKLALİ TAM ve SERBESTİİ TAM" demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde İSTİKLALDEN MAHRUMİYET, MİLLET ve MEMLEKETİN manayı hakikisiyle bütün "İSTİKLALİNDEN MAHRUMİYETİ" demektir.
SİYASİ - ASKERİ Muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsunlar, İKTİSADİ Muzafferiyetler ile Tetviç edilmezlerse, KAZANILAN ZAFERLER PAYİDAR OLAMAZ .
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK