******çü Düşünce Topluluğu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

"..."

Aşağa gitmek

"..." Empty "..."

Mesaj  Sertay YAYLA Çarş. Nis. 02 2008, 02:36

Gül’e bunu sorun
1992’de “Şimdi halkına zıt, halkı ile barışık olmayan ona düşman bir sistem, bu sistemdir bizi bugün Türkiye’nin ve ülkenin bütünlüğünü konuşmaya getiren” diyordunuz, bugün aynı fikri savunuyor musunuz?

‘İlkeler zorla dayatıldı’
19 Aralık 1992 yılında gerçekleştirilen Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri III. İstişare Toplantısı’nda “Türkiye’nin milli bütünlüğü ve güvenliği” konulu bir konuşma yapan Doç. Dr. Abdullah Gül’ün açıklamaları kitapçık olarak da yayınlanmıştı. İşte konuşmadan ilginç bölümler:


Sistem halkına düşman
Bugün söylemek istediği hepimizin ne kadar coşkuyla işte beğendiğimiz, alkışladığımız konular. Şimdi halkına zıt, halkı ile barışık olmayan ona düşman bir sistem bu sistemdir ki bizi bugün Türkiye’nin ve ülkenin bütünlüğünü konuşmaya getiren, onu gündem noktası haline getiren böyle bir sistem içerisindeyiz doğrusu, 70 senedir. İşte bunun içindir ki bugün bu milletin bir parçası olan senelerdir beraber olduğumuz bazı insanlar, ayrılıkçı mücadele içerisine girmişler, bunu derken onları haklı gösterir bir ifade kesinlikle anlaşılmasın, fakat bu işte bu içinde bulunduğumuz düzenin, sistemin ne derseniz deyin bunların ortaya çıkardığı neticeler, yani sistem 70 sene içinde, bırakın büyümeyi Türkiye’nin maddi ve manevi olarak halkını daha refaha daha zenginliğe ulaştırmayı ve bu şartlar altında bütünlüğü bile koruyamaz, ülke bütünlüğünü bile, memleket bütünlüğünü bile tehlikeli duruma getirir hale gelmiş böyle bir sistem. Türkiye’nin bu resmi ideolojisinin tabii karakterleri bu sistemi kuran tek partinin altı sloganı ile ortaya çıktı. Hepinizin bildiği gibi; cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devrimcilik, devletçilik ve laiklik adı altında bunları özetleyebiliriz. Ama işin ilginç yanı şu ki bu milletin halkı, bu millet bir araya gelipte; biz işte devletçi olalım, biz işte laik olalım, biz işte milliyetçi olalım, biz işte şöyle olalım, diye böyle bir karar vermemişler. Yani bir konsensüs neticesinde müşterek bir kararın veyahutta bir meclisin kararının neticesinde çıkmamış bu ilkeler. Bu ilkeler hep, bu halka, bu coğrafyada bu millete, Türk milletine bir zorlama şeklinde dayatılmış ve öyle uzun bir süre devam etmiş. (S-118)

İkinci Cumhuriyet ve Osmanlıcılık
Türkiye’de malesef şöyle bir gerçek var. Bizim kanaatimiz Türkiye’de bir azınlık var ki bu azınlık işte aydın geçinen, bürokrat geçinen bir azınlık. Bu azınlık Türkiyle’nin bölünmesini, ufalmasını gözönüne almakta ama bu sistemin değişmesinden vazgeçmemekte. Şimdi bu tercihin yapılması lazımdı. Ufak bir Türkiye, bölünmüş bir Türkiye’yi bırakın daha büyük dünyaları kucaklayan, ama bu körü körüne bu sistemin, bu düzenin ne derseniz deyin bunun devam etmesinde ısrar eden ama halka rağmen bunu devam ettirmesinde ısrar eden böyle bir zihniyet, ve yahutta bu zihniyetin gözden geçirilmesi ve ona göre tekrar çeki düzen verilmesi aslında Türkiye’nin sadece bu mevcut bütünlüğünü korumak açısından değil, Bosna’dan ta Türk Cumhuriyetlerine kadar, Ta Çin’deki oradaki dindaşlarımıza, ırkdaşlarımıza kadar hepsini kucaklayabilecek yeni bir anlayışın getirilmesi.....(S.124)
...Bu açıdan bu ikinci Cumhuriyet , yeni Osmanlıcılık kavramlarının ve tartışmalarının, ortaya gelmesini ben çok sağlıklı olarak görüyorum ve geleceğe ümitle bakıyorum...(S.125)
Sertay YAYLA
Sertay YAYLA
Cik
Cik

Mesaj Sayısı : 93
Kayıt tarihi : 15/10/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz